ü content='JMMgSJoVq0FBZTXfki4n0O_5CWFCj90ysXjYsNR5N8A' name='google-site-verification'/> content='JMMgSJoVq0FBZTXfki4n0O_5CWFCj9OysXjYsNR5N8A' name='google-site-verification'/> "width=device-width,initial-scale=1.0,minimum-scale=1.0,maximum-scale=1.0" : "width=1100"' name='viewport'/> Kaygılı hayat günlüğüm

Sayfalar

6 Temmuz 2025 Pazar

Atak Geldiğinde Ne Yapmalıyım? – Yalnız Değilsin

 Bu yazımda, panik ya da anksiyete atağı sırasında neler yapabileceğinizi adım adım anlatıyorum.

Unutmayın, bu geçici bir dalga ve birlikte aşabiliriz.

Bugün size atak halinde neler yapabileceğiniz hakkında bir şeyler yazmak istiyorum.


Bu ataklar bizleri birilerine bağımlı hale getirir.

Yalnız dışarı çıkamazsın.

Otobüse binemezsin.

Tek başına hiçbir şey yapamazsın.

Hep içinde o düşünce olur:

“Ya atak gelirse?”


Ben yaşadım.

Tek başıma yürüyemez olmuştum.

Ama hiç pes etmedim.

Zihnimi korkacak bir şey olmadığına inandırmaya çalıştım.

Kolay oldu mu?

Hayır. Günlerce uğraştım.

Ama başardım 💪


Lütfen siz de pes etmeyin.

Beynimiz bize yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Ve diyor ki:

“Lütfen beni fark et.”


Kriz geldiğinde, zihnimizin bir köşesinde onu tetikleyen bir şey mutlaka vardır.

Belki fark etmiyoruz.

Ama o bizi korumaya çalışıyor.

Bunu yaparken bizi ne hale soktuğunu fark etmiyor.


🌬️ O halde ne yapacağız?


Krizin geldiğini hissediyorsanız —

Kalp atışlarınız hızlandıysa, nefes tekniğini uygulayın:


🔹 Elinizi kalbinizin üzerine koyun

🔹 4 saniyede derin nefes alın

🔹 8 saniyede yavaşça nefesinizi bırakın


Bu, kalbinize güvenli olduğunuzu anlatır.

“Korkacak bir şey yok” mesajını verir.


Ben bu tekniği gün içinde defalarca kullandım.

Kalbim deli gibi atarken uyguladım.

3–4 dakika sonra nabzım normale döndü.

Önce ataklarım günde 5’ten 1’e indi,

sonra haftada 1 oldu…

şimdi hiç kalmadı.


Siz de sabırla deneyin.

Olacak.


Ben bu süreci yalnız yaşadım.

Ama siz yalnız değilsiniz.

Kalbimle biliyorum:

Bu duyguyu yaşayan herkesle aynı yoldayız.


💙


5 Temmuz 2025 Cumartesi

Anksiyetenin Altındaki Sesi Duyabiliyor musun?

 Artık sadece semptomlardan bahsetmeyeceğiz.

Bu yazıdan itibaren, kendimizi dinlemeyi, bedenimizin ve kalbimizin verdiği sinyalleri duymayı öğreneceğiz.

Çünkü anksiyete sadece korku değil — bir mesaj taşıyor. Ona kulak verin

Bundan sonraki yazılarımda çözüm odaklı olacağız

Hangi semptomda nasıl davranabiliriz, bu durumla nasıl baş edebiliriz?

Artık savaşmayacağız — kendimizi zamanın akışına bırakmayı öğreneceğiz.


Bilmenizi isterim ki ben anksiyetenin %85’ini çözdüm. Ama hâlâ kat etmem gereken yollar var.

Sizinle birlikte birçok şey deneyeceğiz.

Size iyi gelenin ne olduğunu birlikte bulacağız. Ve birlikte çözeceğiz.


Hiç korkmayın.


👉 Şimdi gözlerinizi kapatın.

👉 İki elinizi kalbinizin üstüne koyun.

👉 Ve kendinize şu cümleleri fısıldayın:


“Seni anlıyorum.

Seni seviyorum.

Ve bundan sonra önceliğim başkaları değil, sensin.”


Bunu gün içinde birkaç kez tekrarlayın.

Kendinize sarılın, sevin, destek olun.

Yalnız değilsin. Ben her zaman yanındayım.


Evet, ilk başta komik gelebilir. Ama unutmayın:

Vücudunuz size bir şey söylüyor.

“Beni fark et, beni kurtar.” diyor.

Onu bastırmayın. Dinleyin.


Nefes alarak başlayın:

4 saniyede derin bir nefes alın,

8 saniyede yavaşça verin.

Kalbinizin ritmi yavaş yavaş dengeye otursun.

İsterseniz elinizi yine kalbinizin üzerine koyun ve dinleyin.

Sana ne söylüyor?


Eğer paylaşmak isterseniz ben buradayım.

💙



4 Temmuz 2025 Cuma

Anksiyetede İyileşmek Bir Yolculuk – Sen Yoldasın


 Bazen sadece nefes alıyor olmak bile bir mücadele gibi gelebilir.

Geceleri sessizlik büyür, kalbinin çarpıntısı sana bile fazla gelir.

İşte bu yazıda, kendi iyileşme sürecimin içinden geçerken hissettiklerimi paylaşıyorum.

Eğer sen de zaman zaman “geçmeyecek” diyorsan bil ki yalnız değilsin.

Çünkü iyileşmek bir yolculuk — ve sen yoldasın.


Bazen iyileşmek kelimesi bile ağır gelir insana.

Çünkü iyileşmenin içinde umut vardır ama o an insan sadece ağırlık hisseder.

Kalbin deli gibi çarpar, ellerin titrer, gözlerin dolu doludur ama dökülmez.

Kimseyle konuşmak istemezsin ama biri “Nasılsın?” dese, gözyaşların hazır bekliyordur.


Ben de oradaydım.


Gece olur, sessizlikte düşünceler sesini yükseltir.

Kendini sorgularsın.

“Ben neden böyleyim?”,

“Normal insanlar gibi olamayacak mıyım?”,

“Geçmeyecek mi bu?”

Ve sonra bir sabah… yine kalbin sıkışır, ama bu defa bir cümle aklında yankılanır:

“İyileşmek bir yolculuk. Ve ben yoldayım.”


Bunu fark ettiğimde anladım…

Bir günde olmuyor, tek bir çözümle geçmiyor.

Ama her adım — her nefes — her kendine dönüp “buradayım” deyişin… seni biraz daha ileri taşıyor.


Belki hâlâ başın dönüyor,

belki hâlâ korkular geliyor,

belki hâlâ yalnızsın…

Ama artık bildiğin bir şey var:

Bu bir yolculuk. Ve sen yoldasın.


Yavaş yavaş…

Kırılmadan ama derinleşerek,

Kaybolmadan ama farklı yönlerden geçerek,

Yürüyorsun.

Ve bu yürüyüşün adı iyileşmek.


Bugün kendine sadece bunu söyle:

“Ben yolumdayım.”

Yeter.


Bir kaygı hali

Bu yazıları yazarken amacım, tek olmadığınızı bilmeniz.

Sizi anlayamayan insanların yanında, sizinle aynı şeyleri yaşayan başka insanların da olduğunu fark etmeniz.


Parmağınıza küçücük bir iğne battığında bile, o acının sizi nerelere götürdüğünü biliyorum.

Yüksek bir ses duyduğunuzda kulaklarınızın nasıl tıkandığını…

Nefes almak isterken alamamayı, kalbinizin nasıl sıkıştığını…

O kaygı geldiğinde, gözlerinizdeki korkuyu…


Anksiyete seviyenizi bilmiyorum ama benim kaygılarım uç noktalarda olmasa bile uçlara çok yakındı.


Eğer yazdıklarımı okurken sıkılıyorsanız, “çözüme gel” diyebilirsiniz.

Ama ben yaşadıklarımı anlatıyorum çünkü biliyorum ki,

siz de “Acaba benimki kaygı bozukluğu mu, yoksa fiziksel bir hastalık mı?” diye soruyorsunuz.

Ve bu ayırımı yapmak kolay değil.


Kaygı bozukluğuna panik atak eşlik edebilir.

Kriz geldiğinde ne yapacağınızı bilemezsiniz.

Vücudunuz kasılır, sonra titremeye başlar.

Bazen bir kişi, bazen bir grup insan, bazen de çok sevdiğiniz bir sahil bile sizi daraltabilir.

Kaygının ne zaman ve neyle geleceğini bilemezsiniz.


Bir bakmışsınız, fenalaşmışsınız.

Bayılacak gibisinizdir ama bir türlü bayılmazsınız.

Kalbiniz sıkışır ama ölmezsiniz.

Ve her defasında, ilk defa oluyormuş gibi korkarsınız.


Bunları defalarca yaşarsınız.

Ve her defasında aynı cümleleri kurarsınız:

“Yine mi?”

“Yine ben mi?”

“Bu geçmeyecek mi?”


Daha anlatacak çok şey var…

Ama sizi sıkmak istemem.

O yüzden beni siz yönlendirin.

Ben yaşadıklarımı anlatayım sizde tek değilmişim diyin yada çözüm ne nasıl kurtulacağız diyin 

Çözüm hepimizde farklı çalışır birimize iyi gelen diyerimize gelmeyebilir bir sürü teknik deneyeceğiz taaaaaw ki bize hangisinin iyi geldiğini bulana kadar.


Atak Geldiğinde Ne Yapmalıyım? – Yalnız Değilsin

  Bu yazımda, panik ya da anksiyete atağı sırasında neler yapabileceğinizi adım adım anlatıyorum. Unutmayın, bu geçici bir dalga ve birlikt...